ÜMMÜ GÜLSÜM (UMM KULTHUM)

 

 


"Gözlerin geçip giden günlerime götürdü

Pişman olmayı öğrettiler bana

Geçmiş ve onun yaraları için

Yaşadığım her şey

Seni görmeden önce gözlerimin (gördüğü her şey sebebiyle)

Ömrüm boşa geçmiştir

O boşa geçen yılları, nasıl ömrümden sayarlar?"

(Enta Oumry Şarkı sözleri, Umm Kunthum)

 

Mısır’ın dördüncü piramidi, divaların divası, Mısır’ın annesi, Orta Doğu'nun şüphesiz en ünlü ismi ve bir daha gelmeyecek olanı, Ümmü Gülsüm.

Bir konser hayal edin, geniş bir saz heyeti ve aralarında oturan bir kadın vokal. Konser başladığında, en kısa süreli şarkı altmış dakika sürecek ve herkes biliyor ki, en fazla üç şarkılık bir konser bu. Salonda herkes son derece şık, erkekler takım elbiseli, kadınlar gece elbiseleri ve bakımlı saçlarıyla oldukça özenli.

Şimdilerde olduğu gibi sazlar esere başladığında sanatçı, sahne arkasında beklemiyor, o da sazların arasında. Ta ki söz sırası geldiğinde, usulca ayağa kalkıyor ve bir iki adım ile öne doğru ilerliyor. Elinde bir ipek mendil ve son derece sade, abartıdan uzak, şimdiki sahnelere göre neredeyse hareket edilmeyen bir sahne. Öyle şatafatlı ışıklar da yok sahnede, hatta tüm salon aynı derecedeki ışıkla aydınlatılmış. Bunca sadeliğe karşın, onun ayağa kalması bile salonun alkışı, heyecanı ve coşkusu için yeterli. Tüm salon çılgınlar gibi alkış sesleri, ıslıklar, methiyeler ve yıldızlanmış gözleriyle seyre dalan seyirci ile doluyken, devleşen kadın sakinliğini hiç bozmadan şarkıya giriyor. O an, salonda herkes susuyor ve bu defa namelere eşlik eden bu büyük sesi tüm hücreleriyle hisse dalıyorlar.

1930’lu yıllardan itibaren Mısır için bir ikon haline gelmiş Ümmü Gülsüm, şüphesiz ki; sesi, tınısı, yorumu ile Orta Doğu’nun gelmiş geçmiş en büyük ses sanatçısıdır.  Sahnede devleşen, batı sömürgeciliğine karşı kadın direnişinin sembolü haline gelen ve onun radyo programı başladığında sokakları boşalan Mısır’ın annesi unvanıyla anılan büyük yorumcu.

1800’ler sonunda dünyaya gelen kız çocuğunun, o yıllarda imkânsız gibi görülen bir dizi olayların içerisinde nasıl saklanarak devleştiğini de, kader göstermiş aslında. İmam bir baba ve kızının hikâyesi bu. Gülsüm, babasından öğrendiği kasideleri evlerinin avlusunda söylerken, komşular duyar ve gözyaşları ile dinlemeye başlarlar. Öylesine güçlü ve etkileyici bir sesi vardır ki baba, bu duruma tanıklık edince de onu, civar köylerde gittiği düğünlere yanında götürür. Fakirlik aileyi zor günlerden geçirirken baba, kızı ile birlikte kasideler okurlar. Kızını oğlu olarak gösteren, kıyafetlerini erkek giysilerinden seçen ve daha kalın tondan okuması için telkinler veren baba; bu ziyaretlerde, her seferinde bir parça daha ünlenen kızına tanıklık ediyordur. Gülsüm, on dört yaşına geldiğinde ise, Klasik Mısır Müziği eğitimi alır ve baba, alkollü olmamak kaydıyla sahneye çıkmasına müsaade eder. Böylece Gülsüm’ün Kahire hikâyesi de, Mısır’ın annesi olma hikâyesi de başlamış olacaktır.  

Osmanlı döneminden sonra İngiliz himayesine giren Mısır’da gelişen olaylar zinciri 1919 yılları ve sonrasında acılar ve isyanlarla dolu yıllar demekti. Mısırlı aydınların Malta’ya sürgüne gönderilmesi gerilim dolu günlük yaşam için bardağı taşıran son damla olmuş ve aydınların eşleri olan kadınlar, “İngiliz kumaşıyla örtünmek istemiyoruz” diye sokaklarda direnişe başlamışlardı. Bu dönem Mısır için acılardan doğan sanatçılar dönemi de olmuştur. Ümmü Gülsüm ise bu dönemin kadın direnişinin sembolü olmuş ve ülke ondan güç almıştır.

Yıllar sonra 52 darbesi ardından Cemal Abdunnasır iktidarı aldığında, Ümmü Gülsüm’ün radyoya çıkarılmadığını öğrenir. Radyo Müdürü’nü çağırarak, sebebini sorar ve Müdür ona şöyle söyleyecektir: Gülsüm, geçmişi hatırlattığı için iktidara zarar vermesin diye sahne verilmediğini ifade eder. Nasır ise şu tarihi yanıtı verecektir.

"Madem öyle Nili de kurutun, piramitleri de yıkın, zira onlar da eski rejimin simgesiydi!"

(Independent, M.Mazlum Çelik, Eylül 13,2021)

Orta Doğu’dan bir Ümmü Gülsüm geçti, bu sesi yalnızca Mısır halkı sevmiyordu. Arap ülkeleri , Türkiye ve Avrupa ülkeleri de. Pek çok ülkede konser veren eşsiz ses Gülsüm, hem krallık döneminin, hem de sonraki dönemin Mısır halkı için kendilerinden gördükleri ve o, radyoya çıkınca sokakları boşalttıkları, onun konserlerinin olduğu Perşembe akşamları başka hiçbir program yapmadıkları, onunla nefes aldıkları divalarıydı. Mısır için zor geçen onlarca yılın tanığı olan Gülsüm, sesi ve seslendirdiği eserler ile çok büyük işlere imza atmıştır. Yüzlerce eser ve onun güçlü yorumu şaheser kabul edilmiştir.

1975 yılında vefat ettiğinde cenazesine 4,5 milyon insan katılmış ve tüm gün radyolarda Kur’an-ı Kerim okutulmuştur.

Türkçe seslendirilen pek çok ünlü şarkının melodik yapısının, Ümmü Gülsüm’ün şarkılarından alıntı olduğu muhakkaktır. Hatta bunlara en iyi örneklerden birisi de, Tanrı İstemezse şarkısıdır. Başka pek çok şarkıda Ümmü Gülsüm şarkılarından bölümler olduğunu, dinlediğinizde siz de fark edeceksiniz. 

Hafızanızda bu güçlü sesin daha iyi canlanabilmesi için son olarak şu özelliğini aktarmak istiyorum. Ümmü Gülsüm’ün sahnesinde, mikrofon 1,5 metre yüksekte tavandan sarkacak biçimde kullanılırmış. Çünkü bu güçlü ses, mikrofona hem ihtiyaç duymazmış, hem de o günün teknolojisindeki mikrofonlar bu sese dayanamayarak yanarmış. Zaten böyle bir olay neticesinde mikrofonun sahne üstüne ve sanatçıdan uzağa alındığı rivayet edilir ki, bazı hatıratlarda yazmaktadır. 

İyi ki geldin ve güzel sesini bu kubbeye bıraktın Ümmü Gülsüm. Yılar sonra da olsa, seni dinlemek çok keyifli, ruhun şad olsun.

Sizleri, yukarıda sözlerinden bir bölümü yer alan Enta Oumry isimli şarkıda, Ümmü Gülsüm yorumuyla baş başa bırakıyorum, Türkçe çeviriyi de takip edebiliriniz; keyifli dakikalar dilerim.

E.E

 


Video Kaynak: Seher'in Arapça Çevirileri

Yorumlar

  1. Evrim Hanımın kendisine has güçlü anlatısı ve Ümmü Gülsüm hanımın büyüleyici tınısının harmanlandığı (ve her zaman ki gibi) güzel bir çalışmanın ortaya çıktığı keyifli bir anlatıya ve kulaklarımızın pasını silen güzel bir sese şahitlik ettik.Kaleminize, yüreğinize, emeğinize sağlık.👏🏼👏🏼🧿🧿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Güven Bey, bazı sesler, sözler geliyor ve gitmiyor. Onur duydum. 🙏

      Sil
  2. Yıne yep yeni bir konu bulup günümüze incelikleriyle taşımışsın. Çok teşekkür ederim. Zevkle dinledim. Yüreğine ve emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, hayat öyle çok şeyi önümüze seriyor ki, yazmadan olmaz. Selam ve sevgiyle 🙏

      Sil
  3. Günaydın 🌹💕🍒🙂

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAŞASIN CUMHURİYET!

ÇAĞIRMA BENİ

TEK TEK UNUTMALI (podcast)