SABRETMEK Mİ? KATLANMAK MI?




Hayat bir uzun yol, sabretmek de var katlanmak da. Fakat sabretmek ile katlanmak arasında önemli bir fark var. Katlandığın şeylere sabrediyorum dersen yanılgıya düşersin, çünkü katlanmak sabırdan sebep oluşmayacaktır. Katlanmanın içinde bolca dayanma vardır elbet ama bu iradenden ötürü olmayacaktır.

Bir amacın varsa sabretmek lazım gelir. Amacın için doğru anı, doğru zemini bekleyiştir, sabır. Fakat bu bekleyiş eylemsiz değildir, çaba gerektirir. Umut dolu bir bekleyiş bahsettiğim, inandığın, var etmeye çalıştığın amacın için umut dolu bekleyiş. Sabır, insanın kendini tanıdıkça, hedeflerini bildikçe geliştirebileceği, enerjisini ve gücünü inandığı amaç uğruna kontrollü olarak kullanabildiği bir mertebedir. Sabretmek, amaca ulaşabilmenin en ulvi yollarından birisi iken, katlanmak öyle değildir.

Bazen yaşam bir nehir gibi taşı, toprağı, çöpü, ölüyü, diriyi taşır ayaklarına. Bu birikinti, olması gerekenlerin üstünü kapatıverir. Bir de bakarsın, olması gerekenler görünmez, ulaşılamaz hale gelmiş. Birden yabancılaşırsın olduğun yere, içinde bulunduğun hale. Uyum sağlamanın imkânsız olduğunu düşündüğün zamanlar bile olur. Bir olay, bir insan, bir karar bu hale sokuverir seni. İşte o vakit başlar katlanmak. Katlanmak, insanın içini kemiren bir yaratık gibidir. Kanını emer, umudunu çalar, seni sensiz ve soluksuz bırakır. Öyle ki, değişim için gücün yetmez, koşullar acımasızdır ve umutlar ölü. Amaç tektir katlanmakta; günü, haftayı, ayı bitirmek. Katlanırsın, dilinde bir ya sabır ile. Ne güzel demiş, Şair Şükrü Erbaş; “Anlamakla katlanmak arasında tükendim”.

Katlanmanın karanlığı yoktur sabırda. Sabrettiğin her ne ise, ne denli karmaşık veya ne derece zor olduğu değildir önemli olan. Yegâne önem amaca yüklenmiştir, umutlu yeşil bir vadi gibi.  Ne diyor eskiler, “sabırla koruk helva, dut yaprağı atlas olur.” Zorluk derecesini anlatan bu söz, sabrın selametini de ne güzel anlatıyor. Bir düşünsenize, ham üzüm olan koruk, olgunlaşıp üzüm olacak, üzüm ise pekmez, pekmezden de helva yapılacak. Diğer taraftan ipek böceği dut yaprağını yiyecek, büyüyüp, ipek salgılayacak, ipek kozaları ip haline getirilecek ve sabırla atlas dokunacak, muhteşem çaba ve muhteşem sabır.

Bazen de hedefsizlik sabır işaretidir. Akıllı insan, yeni bir amaç edinmek için de sabreder. Bu ise bir demlenme halidir. İnsan, dönem dönem bu duruma gelir, doğaldır. Bazen bu tip boşluklar oluşabilir. Bu boşluklarda sabır göstermek ise önemli bir olgunluktur. Sabredersin ki, doğru bir rota ile yola devam etmek için.

Kendine özgü, kendinden gelen veya sevgiyle, özlemle ilgili konularda gösterdiğin direnç ve inançtır sabır. Katlanmak ise, bir esir kampındaki mahpusluk gibidir. Hiçbir katlanma, izsiz, yarasız, acısız bitmez. Hiçbir katlanma, seni çoğaltmaz, yavaş yavaş alır uzuvlarını, tek tek. Sabrın yeşil vadileri, çiçekleri, kuş cıvıltıları vardır da, katlanmanın nefesi düşünce enseye, yol bile bulamaz insan.  Bazen toplumsal gereklilikler seni katlanmaya itebilir. Böyle bir durumda kaldığında sakın ola ki sabrediyorum deme, gerçek bir mecburiyetin de yoksa, dahil olma, katlanma. Katlandığın her bir olay, sabredebileceğin güzelliklerin fırsatını çalar bunu unutma. Kendi fırsatlarını mecbur değilsen tüketme. Sevgiye sabret, amaçlarına sabret, yaşamak için sabret; ama seni içine çeken, sınırlarını zorlayan hiç kimseye ve hiçbir olaya katlanma. Bir defa girince bu ateşe, yarasız çıkamayacağını bil; eksilme.

E.E

 

Yorumlar

  1. Harika 😇👏👏🙋🏻‍♂️

    YanıtlaSil
  2. Katlanılmıyor bir zaman gelince... Murat Ksk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen öyle oluyor ne yazık ki ama bir yol bulmak da bize düşüyor. Teşekkür ederim Murat Bey

      Sil
  3. Anlamakla katlanmak arasında tükendim”.Yaşamak doyasıya ne bir sabır nede katlanabilmek kırılmışsa ne fayda... Kaleminize yüreginize sağlık Evrim hm.🙏💙

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Ferefes, mecbur olmayacaginiz günler dilerim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MECZUP (podcast)

TEK TEK UNUTMALI (podcast)

HOŞÇA KAL (podcast)