HİÇBİR SAKINCASI YOK KIZIM



Yılkı atlarını bilir misin kızım? Onlar, doğada özgürce yaşayan ve fotoğraf tutkunlarını kendilerine hayran bırakan atlar. Öyle güzeller yani. Onların güzelliği, sadece parlak tüyleri, uzun yelelerinden gelmez. Onlar kendilerine has doğaları gereği, aşık eder diğer canlıları kendisine. Kar, kış, yağmur, çamur, güneş ve doğanın tüm zorlayıcı şartları onların kişiliklerinden taviz verdirmez. Yılkı atları özeldir, bir o kadar da özgür. Yaylalar, onların yaylasıdır; yaylalar, onlarla yayladır sanki.

Kış şartları zordur, bu yaylalarda. Kar, bata çıka yürünecek derecede ve hava buz gibi. Aralık ve sonrasında, yiyecek bulmak gittikçe zorlaşır. Diğer canlılar için de yaşam mücadelesi zor elbet. Kurtlar gelir yaylaya, bazen beyaz, bazen siyah, bazense alacalı bir yılkıya diker gözünü. Yılkı atları, on, bilemedin on ikili gruplar halinde yaşarlar. Bunun en büyük sebebi işte bu kurtlar ve diğerlerinden korunmak için güç birliğidir. Kurdu görünce keskin gözleri, diğerlerine haber verir ve bir korkaklık telaşıyla değil, asil asil, süzüle süzüle koşarlar, var güçleriyle. Rüzgar yelelerini savurur ve o yeleler de başka bir rüzgar yaratır, yılkılar koşarken. Yılkı rüzgarı bu, aşık eder kendine, soylu, özgür, akıllı…

Sokakta, doğada olan hiçbir hayvana benzemez yılkı atları. Onları yakalamak isteyenler olur elbet. Küstahça her fırsatı kollarlar. Bu güzelliğin kendisinin olmasını isteyen küstahların bencil elleri, onu tutmak, götürmek ister. Oysa yılkı yakalatmaz kendini kolayca. Kurt ile girdikleri mücadele onurlu iken, insanla girilen bu mücadelede onur yoktur, bencillik ve sahip olma hırsıdır bu.

Ormanlar, onların evidir. Orada dinlenir, orada uyurlar. Ormanın şarkısı vardır yılkılara. Orman söyler, onlar dans eder usulca.

Bir yılkıyı en çok özgürlüğü yaşatır kızım. Ona imrenen gözler için yılkı atları ancak uzaktan izlenebilecek bir tablo gibidir. Kendi güzelliğini biliyordur o da elbet, akıllıdır ve kendi doğası gereği ne lazımsa onu yaşar.

Güzel kızım, her canlının doğası ayrı elbet, kurdun, yılkının, tilkinin, yılanın ve güvercinin. Hepsi ayrı ayrı güzel, her birinin yaşamda kalmak adına kendine has davranışları var, doğal olarak. Yalnız şunu bil ki, doğada vahşilik olarak algıladığın her bir davranış aslında yaşamda kalabilmek için derin bir mücadeledir. Doğadaki hiçbir canlı keyif için birbirine zarar vermez. Onca ayrı tür var, bir düşün. Her biri bilir ki, birlikte yaşam büyülüdür ve dost düşman bellidir bu birliktelikte. Bir tek insan türü bencildir. İnsan, canlılar içinde en akıllıdır elbette ama aklını her zaman iyi şeyler için kullanmaz. İnsanların bazıları zarar verir karşısındakine, üstelik bile isteye.

Yılkı atlarını düşün kızım. Hiçbir sakıncası yok, kendi yaşamını kendi tercihlerinle belirlemenin, tıpkı yılkılar gibi. Sen, kendini anla, bil ki diğerlerinin seni yanlış bir noktaya sürüklemesine engel olabil. O güzelliğinin ve ruhunun peşine düşen kötü niyetli insanlar olursa, yılkılar gelsin aklına. Onlar gibi yap, senin gibi olan sağlam dostların olsun hayatta. Öyle çok da değil, iyi dostlar çok değildir zaten. Onlara aç derdini, sıkıntını, aklını. Onlarla paylaş yaşamını. Herkes yürek dostu değildir, unutma. Senin gibi olanlarla al ki yolunu, tıpkı yılkılar gibi, dokunabilesiniz birbirinizin kalbine, anlayabilesiniz aklınızı. Yoksa, yalnız kalırsın kalabalıkta bile. 

Hiçbir sakıncası yok kızım, istediğin gibi özgür olmakta. Başkalarının yarattığı kalıplarla değil, kendi oluşturduğun prensipler ile yaşa hayatını. Prensip güzeldir, eğer düşüne düşüne, hissede hissede ulaşmışsan, o kapıya. Prensip kapını istemediğin hiç kimse ve hiçbir an için aralama. Bırak o kapı güçlü kalsın, kalsın ki dalıp giremesin insanlar, öyle amansız. Canın yanmasın, haddini bilmeyenler yüzünden. Yılkılar gibi, neysen onu yaşa kızım. Sırf başkaları istiyor diye tüketme yaşamını. Özgürlük, kendi özgürlüğünse güzeldir, bunu asla unutma.

Çevrendeki herkes, her şey  önemli olsun senin için, insanlara nazik ve sevgi dolu ol kızım. Unutma, insandır yaşam yolundaki yoldaşın. Hiç kimseyi küçümseme ve aklıyla da dalga geçme. Unutma ki herkesten öğrenecek bir şey edinirsin, doğru bakabilirsen eğer. Yılkı atlarını düşün, kurt daha küçüktür bir attan ama güçlüdür de. Ne avcı ne de av, dış görüntüsü yüzünden küçümsemez diğerini. Tam tersine avlanma olmasa bile, bir alış veriş vardır aralarında. Yılkının kurttan öğrendiği bir şey var ki o da yiyeceğin iyice tükendiği alarmıdır. Kurdun yiyeceği hiç kalmayınca saldırır yılkı sürüsüne, zor bir avdır onun için. Yılkı da bilir, kurt gelince zor günlerin onları beklediğini, açlığın olacağını. O yüzden kızım, senin bilmediğini başka birisi öğretebilir sana, sakın ola ki ayırma insanları, ilk izlenimlerinle. Tanı, tanı ki, zaman içinde aklın ayırsın onları.

Hiçbir sakıncası yok kızım, düşünmenin ve düşündüklerini söylemenin. Boşuna konuşmaktır kötü olan, düşündüklerini söylemekse inanmaktır kendine, güven ister. Başkalarının mutluluğu için kurulmamalı cümleler, her zaman. Kurduğun cümlelerden doğru algıda kalanlar senin yanındaysa, ormanın yılkılara söylediği şarkı gibi lezzetlidir. Düşündüklerini söylemezsen kızım, kafeslenmiş bir yılkı gibi olursun. Söyle bana, yılkı yaşar mı kafeste? Kendini öldürürsün, söyle tercihlerini, korkma. Boş konuşma sadece, konuştuğun şeylerin altı dolu olsun, yüreğinden gelsin ılık ılık ve aklından süzülsün. Bilgi sahibi değilsen de asla olma fikir sahibi. Bilginin peşine düş, yorulma. Düş ki, donansın aklın, beslensin ruhun. İnsan olmanın ayrıcalığı budur.

Hiçbir sakıncası yok kızım, sevmenin sevilmenin. Yeter ki sevgiyi yüreğinde hisset. Sevgi sözcüğü çok değerli bir sözcük. Onu öyle, hemen herkese ve her ortamda tüketme, dur, düşün, gör, anla. Acele etme sevmek için. Senin kanatların var ruhunda, unutma, yılkının yeleleri gibi. Bu kanatlarınla seni sevebilendir, gerçek sevgili. Kanatlarını koparanın sevgisi kendinedir, bencildir, bunu unutma. Özünü bilmeyen, bilmek istemeyene sarf etme güzel sözcüklerini, bakışlarını ve yolculuğunu. Uzatma elini, söyleme şarkını ve üzme kendini. Göz yaşı dökme böyleleri için. Seni kanatlı halinle sevenle, dörtnala koş, yılkı gibi. Bırak yelkenlerini rüzgara. Yelkenlerin rüzgarla dolsun, o anı yaşa doya doya. Bil ki o rüzgar, sendekini eksiltmez, sana yol aldırır. Sevgi, kızım, böyle bir şeydir. Sen, sen olmaktan vazgeçmeyerek seversin, onun, o olmasından vazgeçmesini beklemeyerek. Böylece, aynı rüzgara farklı yelkenler açarak, aynı yolu alabilirsiniz. Çok sev kızım, hiçbir sakıncası yok bunun.

 

E.E

Yorumlar

  1. Her zamanki gibi çok içten,candan,yürskten bir yazı olmuş.Ellerine,yüreğine sağlık!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kız babası olunca daha farklı hissettiginize eminim. Umarım Dünyadaki tüm kız çocukları tavizkar değil de, gerçek kisilikleriyle yetiştirilir. Umarım öncelikle insan olma vasıflariyla yaşamdaki rollerini alırlar.
      Sevgiyle...
      Teşekkür ederim 🙏

      Sil
  2. 👏👏👏❤

    YanıtlaSil
  3. Geçen yaz o atların otladığı bir çayırlardaydım, eynif ovasının uçsuz bucaksız görünen çayırlarında, İbradı beldesi yakınlarında koca bir ova,
    onlar koştular ben de motosikletin üstünde bir at oldum, onlarla bir oldum, o kalıpların dışında özgürce koşan atlarla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harika, onların dünyasında olmak oldukça özel bir durum. Ne iyi etmişsiniz, ben de sayenizde hayallere daldım.

      Sil
  4. Özgürlük, kendi özgürlüğünse güzeldir, bunu asla unutma.Budur işte yılkı olmak yelelerini rüzgarda savurabilmek anlatabilmek yaşayabilmek mükemmel evrim hm.💙🙏💙

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, Ferefes. Özgür, sevgi dolu günler dilerim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MECZUP (podcast)

HOŞÇA KAL (podcast)