İKİ KADIN, İKİ HİKAYE




Zeus’un en sevdiği kızı, zeka, sanat, strateji, ilham ve barışın temsilcisi Athena. Zeus’un hikmet tanrıçası Metis’e olan ilgisi gün geçtikçe Zeus için baş edilmez bir hal alır. Metis bu ilişkiye çok gönüllü değildir ama karşısındaki güç Zeus'tur. Göklerin, şimşeklerin tanrısı Zeus. Sonunda Zeus uzun süren kovalamaca ardından Metis ile ilişkiye girer ve Metis hamiledir.

Toprak Ana ise bir kehanette bulunur ve Metis’in bir kızı olacağını fakat ikinci bir hamilelik olursa bir erkek çocuk dünyaya getireceğini, bu erkek çocuğun ise Zeus’u tahttan indireceğini söyler. Böylece Zeus tedbir almak için plan yapmıştır. Metis’i tatlı sözler ile baştan çıkarır ve yanına yaklaşır ardından bir hamlede onu yutar.

Hamile Metis, karnındaki çocuğu ile birlikte Zeus’un gövdesine girmiştir. Bir süre sonra Zeus’un dayanılmaz baş ağrıları başlar. Hermes Zeus’un yanına geldiğinde durumu anlar ve kafasında baltası ile bir yarık açmaya ikna eder. Zeus’un yarılan kafasından tepeden tırnağa silahlı ve doğarken yeri göğü inleten bir nara ile dünyaya gelen Athena doğar.

Athena, akıl tanrıçasıdır. Zeka, ilham, sanat ve savaş onu ayrıcalıklı kılan üstün güçleridir. Savaşın kaba kuvvet ve hırstan öte, strateji ve zeka yönünü temsil eder.

Athena güzeldir, akıllıdır, sanat ile doludur. Onun bu özellikleri pek çok tanrı ve titan için vazgeçilmezdir fakat Athena hiç birisi ile beraber olmaz ve bakire tanrıça olarak anılacaktır. Onun ilgisini yalnızca bir tanrı çekmektedir. O da Poseidon’dur. Denizlerin ve depremlerin tanrısı Poseidon. Zeus'un saygınlık ve gücünü kıskanan Poseidon.

Günlerden bir gün Troya savaşı kapıya dayanır. Bu savaşta Zeus tarafsız kalacaktır. Athena babasından silah ödünç almak ve onun tarafsızlığına zarar vermek istemez. Kendine yepyeni bir silah yaptırmak ister. Hephaistos’tan (silahlar ve zırhlar üreten ateş tanrısı) silah yapmasını ister. Hephaistos, Athena’ya karşı oldukça ilgilidir ve onun bu ilgisini anlayan Poseidon, Hephaistos’a bir şaka yapmak iser. Hephaistos’a der ki; Athena ile aşk yaşamana Zeus karşı koymayacak, tanrıların tanrısı bunu bana kendisi söyledi. Athena ise olan bitenden habersiz silahın yapımı sırasında atölyeye gider ve Hephaitos kendisine tecavüz etmeye kalkar. Hephaitos’un elinden kurtulan Athena’nın bacağına Hephaitos’un spermeleri sıçrar. Athena bacağındaki bu kiri bir yün parçasına siler ve Atina yakınlarındaki bir yere atar. Yere düşen spermler Toprak Ana’yı döller. Hamile kalan Toprak Ana çok öfkelidir ve bu çocukla ilgili sorumluluk almayacağını söyler. Athena bu çocuğu ortada bırakmayacağını ve kendisinin bakacağını söyler. Çocuk yarı yılan yarı insan Erikhtonios’tur.

Poseidon’un bu şakasını dahası yalanını Athena hiç unutmaz. Hatta Erikhtonios’u bir sandığa koyar ve kilitleyerek bakmaları için Atinalıların Kralı Kekrops’un kızlarına emanet eder ve sandığı açmamalarını tembihler. Athena, Poseidon’un onunla dalga geçeceğinden çekinmektedir.

Atina’nın kurulması için yetkiyi Athena almak istemektedir fakat Poseidon da aynı şeyi istemektedir. Bu yetki için bir yarışmaya girerler. Şehir için en güzel hediyeyi veren yarışmayı kazanacaktır. Poseidon, atlarından hediye eder ve atlar ile uzun mesafeleri gidebileceklerini ve yük taşıyabileceklerini anlatır. Athena ise zeytin ağacı hediye eder. Uzun süre dayanıklı olan zeytini ve yağını ayrıca ağacın yetişmesi için az şeye ihtiyaç duyduğunu anlatır. Ekonomik ve uzun süreli bir hediyedir. Böylece yarışmayı Athena kazanır ve Atina’nın baş tanrıçası olur.  

Günlerden bir gün Athena’nın yolu güzeller güzeli Medusa ile kesişecektir.

Medusa üç kız kardeşten ölümlü olan tek çocuktur. Çok güzeldir ve diğer tüm kadınlar Medusa’yı kıskanır. Medusa ise kimseyle ilgilenmez ama güzelliğinin farkındadır. Kendini tanrılara adamıştır. Atina’da bulunan Athena Tapınağı’nda yaşamaya başlar. İlk başlarda Athena Medusa’yı kendi zekası ile kıyaslayarak çok da akıllı bulmadığı için fazla önemsemez. Fakat Poseidon Medusa için çok farklı düşünmekte ve onunla birlikte olmak için can atmaktadır. Poseidon bir gün tapınakta Medusa’ya tecavüz eder. Medusa hamile kalır. Bu durumu ve tecavüzü Athena’dan gizlemişlerdir. Athena tüm olanları öğrendiğinde öfkeden çılgına döner ve olayların kendi tapınağında olmasını ise ayrıca saygısızlık olarak görür. Medusa’yı saçları yılan, ona bakanları ise taşa çeviren gözlere sahip bir canavara çevirir. Bununla da yetinmez, Medusa’nın başını kestirerek öldürtür.  Medusa öldüğünde, Pegasus (at şekindedir) ve Chsyar adında iki çocuğu bedeninden çıkıverirler. Athena, Medusa’nın kesilen başını ise kalkanına koruyucu güç yapmıştır çünkü Medusa’nın başı kendine bakanları taşa çevirmektedir, gücünü yitirmemiştir. Athena hem kıskançlığına yenilmiş hem de belki Poseidon'dan bu şekilde intikam almıştır kim bilir? Bu olaydan sonra gizemli bir döngü başlar. Aklın ve stratejinin tanrıçası kazanmıştır.

 

Rivayet bu ya iki kadın, iki farklı karakter. Athena gücün ve iktidarın timsali iken, Medusa güzelliğin, cazibenin temsilcisidir.

 

 

Bu iki kadının hikayesinde bir iyi ve kötü aradığınızı biliyorum. Medusa’yı iyi, Athena’yı kötü karakter olarak şekillendirdiniz bile belki de. Bu hikayede tanrısal özelliklere sahip olmayan Medusa, hem Athena’ya tapınağında hizmet etmiş hem de tecavüze uğramış bir talihsiz bir kadın. Fakat kadın olarak düşünüldüğünde Athena’nın da yaşadıkları ülkeye hizmet ve tecavüz aslında. Bu anlamda pek de farklı değiller benim gözümde. Benim bu iki hikayede asıl vurgulamak istediğimse şu; mitolojik dönemlerden beridir değişmeyen bir konu var ki, o da cinsiyetler arası eşitsizlik. İster tanrısal bir karakter olun ister ölümlü, erkek karakterlerin daha imtiyazlı ve kadınların bedenine, yaşamına istedikleri gibi müdahale edebilen bir dünyanın hikayeleri bunlar. Tanrıça bile olsa hikayenin kahramanı tecavüze uğrayabiliyor. Üstelik anaçlık vasfı da bu hikayenin temel vurgularından. Bu iki hikayeyi detaylarıyla inceleyenler bilir ki, tanrısal güç bir kadına atfedilse bile, annelik bir mesuliyet vurgusuyla anlatılırken, babaların eşleri harici ilişkileri ve gayrimeşru çocukları olabiliyor.  Elbette güç, iktidar, denge, akıl, cazibe, güzellik, estetik, sanat gibi konular da var bu hikayelerde lakin asıl önemli olan kadının bedeni mevzubahis olsa bile haklarının teslim edilmemiş olmasıdır.

Bu gün bile benzer konularda diziler filmler izliyor, kitaplar okuyoruz. Gazete haberlerinde, televizyonda bu tarz hikayelere sıklıkla denk geliyoruz.

Şimdilerde, bu kaderin dönüşeceği yıllara geldiğimize inanmak istiyorum. Kadınların sürekli ertelenmiş, görmezden gelinmiş vasıflarının ortaya çıkması için yeni bir dönem olduğunu ve daha eşitlikçi bir yaşam tarzının başlayacağını umuyorum. Gelecek yıllar ki yakın zaman olduğunu düşünüyorum, dünyayı şekillendirecek gücün kadınlarda olduğunu görüyorum.

Medusa ve Athena ile oluşan gizemli döngünün bu yıllar için başladığını ve bu mitolojik hikayeden cebimize bir anahtar koyarak yola devam etmek gereğini görüyorum. Medusa’da Athena’da elbette bir sembol, ama döngüyü doğru yaşamak için iyi birer sembol ne dersiniz?

Akıl, bilgelik, sağduyu, estetik bunlar kadına çok yakışıyor. Kıskançlık, aptallık, yalnızca güzelliğe güvenmek ise kadın için bir zehirden farksız. 

Artık karar zamanı , ruhundaki zehirli şeyleri atıp, özgür, akılcı, güzel ve saygıyla yaşamak mı yoksa güzel bir bedende bomboş bir yaşamı tamamlamak mı? Daha güçlü niteliklerimizi öne çıkarmak adına arınma zamanıdır belki de.

Yeni dönem, hiç olmadığı kadar aklın ve stratejinin dönemi olacak, bilgi ve akıl kazanan olacak, geleceğe merhaba diyelim.

 

E.E




Yorumlar

  1. Harika. Kutluyorum sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Harika! Yazınız için tebrik ederim ��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, yolculuğumda benimle olmanızdan mutluyum. 🙏

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAŞASIN CUMHURİYET!

ÇAĞIRMA BENİ

TEK TEK UNUTMALI (podcast)