BÜYÜK RESET İÇİN DÜĞMEYE BASILDI MI?
Dünyanın her bölgesi gerilimli; İsrail- Filistin, İran-İsrail,
Rusya-Ukrayna, Çin-Tayvan ve elbette Amerika Birleşik Devletleri. Peki,
gelecekte bizleri ne bekliyor ve bizler için hazırlanan büyük plan nedir? Bu
soruların cevapları düşünüldüğünde ve son günlerin gerilimli haline
bakıldığında cevapları görmek çok da zor değil elbette.
Dünya ekonomisini kim yönetiyor sorusunun cevabı herkesçe bilinen
bir cevap ve ABD başrolde. Dün gece yaşanan İran’ın İsrail saldırısı ve
daha öncesinde tırmandırılan gerginliğin dünya ekonomisinin lideri ABD ile alakasız
olduğunu düşünmek veya ABD’nin bu tarz gerilimlerden beslenmediğini düşünmek
aptallık olacaktır.
Geleceği anlamanın en iyi yolu olan geçmişte saklıdır ve
geçmiş, yine bize ışık olacaktır. 1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya savaşını iyi
anladığımızda parayı yönetenlerin yeni bir düzen kurma ihtiyaçlarının dönem
dönem oluştuğunu ve bu dönemlerin de birinin tekrar başladığını görmek mümkün. İran’ın
İsrail’e önceden haber veren bir misafir veya randevulu bir müşteri gibi
saldırması, bu işlerin hafta sonuna ve piyasaların kapalı olduğu günlere denk
getirilmesi, dünyanın her ülkesinde yaşanan enflasyon krizleri, paranın el
değiştirmesi gerekliliği, petro-dolar sisteminin korunmaya çalışılması ve emtia fiyatlarının artışı noktasındaki engellenemez
yükseliş gibi pek çok sebebin bir çanakta toplanıp taştığını düşünün. Bu taşan
zehirli sıvı, ne insan hayatını ne de ülkelerin sınırlarını tanımaz.
İş şu ki, çoktan dolmuş olan ve ileri geri hamlelerle zaman
kazandırılmaya çalışılan, hatta taşmış olan bu çanağı birileri devirmeye kalkarsa ne
olacak? Dünya savaşlarının öncesinde yaşanan bu buhran dönemi yine, yeniden ve
yok edici bir güçle yaşanıyor, yaşanacaktır. Kimse, geleneksel para ve paraya
dayalı piyasaların, özelikle büyük devletlerin ekonomi politikalarını beslemeye
devam ettiğini iddia edemez. Görünen o ki, mevcut sistem ve bu sistem ile
ülkelere yapışan yapışkan enflasyon verileri, ekonomideki reel ve sıkışmış sıkıntılar, mevcut sistemi yok etmek isteyen
büyük güçlerin hem savaş çıkarmak ve hem de yaşanan karmaşadan beslenerek yeni
düzeni kurma çabaları için sebep-sonuç ilişkisi oluşturmaktadır. Aslında
enflasyonun düşmesini gerçekten isteyen büyük devletler var mı? Bana göre yok,
çünkü ancak bu yolla mevcut borçlar ödenebilir. Ülkelerin enflasyon
mücadeleleri gözler önüne serilse de, enflasyonist ortamlar her zaman borçlanma
verilerinin arttığı dönemlerde aslında kurtarıcıdır da. Devlet politikaları
açısından işler böyle olsa da halklar açısından çok ciddi sıkıntılar barındıran
bu dönemlerde, olan hep halklara olmuştur, keza yine öyle bir durum
yaşanmaktadır.
Orta Doğu ikliminde yaşanan itişme kakışma insanlık tarihi
boyunca hep olmuştur, olacaktır. Fakat İran’ın içine çekilmeye çalışıldığı daha
büyük bir hamle tüm dünya için bambaşka bir dönemi başlatabilir. İran
cephesinde çok da büyük bir huzurun olmadığı, geçen yıl, hatırlayacaksınız, Mahsa Amini olayları ile bir noktaya ulaşan
ülke içi gerginlik, bu hassas dengedeki ülkeyi daha hızlı bir kaosa çekebilir. Bu
kaostan da İsrail pekala faydalanmak isteyecektir. Çünkü Orta Doğu’da istenilen
İsrail hâkimiyeti için bu önemli bir fırsat olacaktır. İran’ın, Irak benzeri
bir dağılmaya evrilmesi ise Türkiye açısından hem yeni bir göç, hem de sınır
güvenliğimiz için bambaşka riskler oluşturacaktır.
Kaostan beslenen yapıların bu tırmanışı nereye kadar
sürdüreceğini hep birlikte izleyeceğiz, umut ediyorum ki, insanlık tarihinin en
acımasız döneminin başında değilizdir ve bu dizginsiz gidişat sonlanır.
Geleceğin kontrollü sistemi için lazım olan dijital para, petro-dolar
mı, altına dayalı mı olacak? İşte tüm mesele bu aslında, liderlik nasıl ve
kimde oluşacak? Dünyada korku endeksinin giderek yükseldiği bu ortamda, “Yeni Dünya
Düzeni” için İran’a gel gel yapanların şu ana kadar tüm planlarının işlediğini
görüyoruz. Yeni düzene geçişin ise davul ve zurnayla olmayacağı, büyük bir
kaosun eninde sonunda kapımızı çalacağını anlamamak mümkün değil. O yüzden,
ülkemizi, ekonomimizi, birliğimizi, ulus bilincimizi korumanın çok da önemli olduğu
günlerdeyiz.
Unutulmamalıdır ki, jeopolitik karmaşa; değişecek yeni
haritalar, para ve paraya dayalı sistemlerin yenilenmesi ve nüfusun kontrol
edilmesi için topyekûn bir silahtır. Bu silahı kuşananların çok da iyi bir niyete
sahip olmadığı aşikâr. Einstein ne demişti hatırlayalım, “3. Dünya Savaşını
bilmem ama 4. Dünya Savaşı taş ve sopayla yapılacak.” Einstein’a bu cümleyi kurduran
tek kaygı ne yazık ki atom bombası idi. Yeni Dünya Düzeni için az nüfus,
kontrollü nüfus ve mülksüz nüfus isteyenler eğer ki düğmeye basmış ise, büyük
felaketler de kapıda demektir. Umuyorum, insanlık kendi kendini yok etmez.
Savaşa Hayır! Savaşa Hayır! Savaşa Hayır!
E.E
👏👏👍
YanıtlaSil🙏
SilÇok güzel yazı.. Eline emeğine sağlık..
YanıtlaSilTeşekkür ederim 🙏
SilMerhaba gerçekten yeni Dünya düzeni diye diye yaşam şartlarımız bozuldu,çok üzücü bir durum .👍
YanıtlaSilEvet, çok üzücü ve sanırım başkalarının gerçeğine mecbur kalmak daha da üzücü.
SilTeşekkürlerimi iletiyorum 🙏
Sil