SAKLA KENDİNİ, 2023 GELİYOR!


 

Planet X dünyaya doğru hızla geliyormuş. Daha önce de gelmiş, ilk gelişi değilmiş. Bu geliş, Dünya’nın manyetik alanlarını etkiliyormuş. Hatta daha önce yaşanan Büyük Tufan (Nuh Tufanı) bu sebeple yaşanmış.

Başka bir görüşe göre Kral Anu, altın tozu ihtiyacı için Dünya’yı keşfetmiş. Hatta Sümer tabletlerinde yer alan bir Dünya’ya iniş öyküsü bu. Anunnakilerin Dünyadaki ilk altın madenleri keşifçisi olduğunu söylemek, bu bilgiler ışığında yanlış olmayacaktır. Basra Körfezi’ne yakın bölgede bulunan maden onların ilk keşfiymiş mesela. Ama heveslenmeyin, altın kalmamış. Karbon testleri madenin eski olduğunu, günümüz insanları da altın olmadığını söylüyorlar. Nibiru’da, Anu dönemi artık bitmiş Enki ve Enlil dönemi onlar için.

Aldığım başka bir duyuma göre, her dönem olan, gezegenimize uzaylı akını artmış. Biz onları uzaylı olarak tanımlasak da, Griler, Reptilianlar, Srianlar, Yeşiller, Kuzeyli Sarışınlar ve daha pek çok ırkları açıklayan kaynaklar var. Hatta ekin çemberleri yoluyla mektup yazanlar ve hatta kendi yüzlerini çizenler bile var. Heyecan verici değil mi?

Bu uzay konusu öyle bir konu ki, pek çok kapıdan geçilen bir labirent gibi. Bir kapıyı açınca girdiğin odada bir süre geçirdikten sonra, başka bir kapıyı açma ihtiyacın doğuyor ve bir oda daha. Orada da bir süre kalınca, yine bir kapı. Sonsuz faktöriyel.

Bir de Ay meselesi var. İtiraf etmeliyim ki umutlarımızı yıkan mesele aslen kendileri. Aya gidildi mi, gidilmedi mi konusundan da ötede, Ay’ın yapay bir üs olduğu bilgisi. Gel de yıkılmasın umutların. Ay’ın karanlık yüzündeki askeri üstleri, konsey askerlerini ve sekizgen cam odayı gel de düşünme. Hayallerimin bir limiti vardı benim de, bu denli zorlama çok olmadı mı şimdi. Durun, alıştıra alıştıra itiraflarınızı yapın, bu da kalp hani. 

Mısır Piramitleri gizemi, Çin’deki büyük Piramit, Güney Amerika, Balkanlar ve daha nicesi. Piramitlerin bir mezardan öte, enerji aktarım merkezleri olduğu kanıtları. İnşaatı ile ilgili yanlış bilinenler. Tabi buradan da labirente girmemek mümkün değil. Nihayetinde, Mu Kıtası ve Atlantis’e uzanan bir yolculuk. Eee oraya kadar gitmişken inisinasyona girmeden de olmuyor ki. İnisinasyon denizinde attığın her kulaç seni başka bir adaya çıkarıyor. Tam ana karayı gördüm diye seviniyorsun, bir de bakmışsın yeni bir adadasın. Her seferinde Hermes ile karşılaşmak ise işin başka tarafı tabi ki.

Bir de Galaktik Konsey durumu var. Geçmişten bu güne Dünya’da olan biten tüm şeyler daha tam olarak çözümlenemeden, bu konsey çok daha ilerideki konulardan bahsediyor. Yıldız tozu, Grilerin insandaki mutasyonu, haberciler, hiyerarşi... Milyonlarca yıl geriye gitmek zorken, Galaktik Konsey ile hep geleceğe bakmak kafa karıştırıcı. 

Metafizik severler, her türlü doğa olayına enerjisel bir misyon yüklerken, kar yağarken alınacak enerjiyi kaçırmayayım telaşı sarıveriyor insanı. 5. Boyut’u algılamak!

Aman bu dönem Merkür retrosu var, şu dönem yeni ay dönemi, tutulma dönemi derken astrologları dinleyince de, bambaşka bir pencereden, bambaşka bir labirente dalmış buluyorsun kendini.

Hiç olur mu unutmak seni, modern bilgemiz Elon Musk. Onu dinleyince iyice yaşamdan kopuyor insan. Mars’ın bir tek adını biliyorken ve kızıl olduğunu, orada yaşamı zorla hayal ettiriyor. Ben kızıl bir yerde olmak falan istemiyorum ki. “Uzaya salınan Tesla, gelecekte ne olacak acaba?” diye düşünürken şimdi kıyamet haberleri veren Musk’ın amacını sanırım anladım. Baktı ki dünya nüfusu çok, ölmüyor hemen insanlar, yoğun mobbing ile “hiçlik duygusu” yaratarak, atıl insan sayısını arttırma çabasında. Eee nihayetinde bu duygu öldürür zaten. Bir sıkılmışlık seziyorum. :)

Geçmişe mi gideceğiz anlamak için, geleceğe mi bakacağız? Kimin enerjisi nerede? Nereden bilelim?

Tam bunlardan uzaklaşıp, -içinde bulunduğum gezegene bir bakayım, ne oluyor?- diyorsun bu kez de kocaman bir bilinmeyen, hoop küreselciler! Ticaret savaşları, manipülasyonlar, insan hakları, para ve sömürgecilik, komplo teorileri. Haliyle aklın bağlantı kuruyor.  Tarihi bilgilerin geliyor aklına, yepyeni sorular, bitmiyor. “O olay şuna mı bağlı acaba, buna mı?” diye meraklanıp başladın mı araştırmaya, hadi yeni bir labirenttesin. Üstelik çık çıkabilirsen. Çıkamazsın, çıkılmıyor bu labirentten. :) Orada da sonsuz sayıda kapı ve oda var. Dinler tarihinden, savaşlara, kıta keşiflerine, icatlara, filozoflara, arkeolojiye, gen araştırmalarına ve yetmez para piyasalarına, Emtia piyasalarına, tarıma, teknolojiye dalar boğulursun. Neredeyse nefes alsan haberleri olacak diye paranoyak yapar insanı bu bilgiler, maazallah. Hatta öyle duruma getirirler ki, cep telefonuyla tuvalete giremezsin.

Aklı kendine, işine yetecek kapasitedeki bir insan için, küreselcilerin parasının hesabı, oldukça oyalayıcı bir bilgi bile olabilir. Bunu kimilerinde görür, şaşırırsın. Gün gelir o insan çabasını, yaşamını, kendini “zerre” hisseder.  Bu öyle bir histir ki, her ne yapıyorsan anlamsızlaştırır. Zerre hissi gelince üzerine, “küreselciler de bunu istiyor olabilir” deyip, ayılabilir. Don Kişot gömleği giyme cesareti ayağa kalkıverir. Yani, umarım öyle olur!

Dünya 2023’e odaklanmışken, ne olacağını herkes merakla bekliyorken, nasıl olur da odaklanamaz insan? Odaklanır elbette. Yıllar önce sevgili Barış Manço 2023 ve Kayaların Oğlu şarkılarını yaparken, bildiği ne vardı acaba?

Bir de pas geçerse hedeflenen tarih? Bak sen şu işe! :) İnsanlar neye tutunacak o vakit, boşluğa mı? Neyse küreselcilere atılır bunun mesuliyeti, olur biter, bahane çok. Belki, beklenen galaktik dost Corona olur, kim bilir? :) Belki de, matrix yazılımı güncelleme hatası verir, Elon Musk çıkar, bunu açıklar mesela! Neyse sabır biraz, en azından az kaldı.

Ne olacak şimdi? Bunca kaos, bilgi, geçmiş, gelecek, sır! İnsan, insana henüz anlaşılır gelmiyorken, Galaktik Konsey’i, 5. Boyutu, 8 milyon ışık yılı uzaktaki gezegeni nasıl anlayacak? Henüz insanların çoğu okuduğunu bile anlayamıyorken, kim neyi anlıyor veya farkında mı? Yoksa farkında değil mi? Sanırım “evet!”

Amaaan! Aç bir şarkı dinle, boş ver! En azından gönülden yapılan bir sanata dokunmuş olursun. Bırak, elin bir kalbe dokunsun da zaten!

 

E.E

Yorumlar

  1. Oldukça güzel bir yazı; eğlendirici ve ilham verici, arada gülümsetmek bile bence değerli birşey..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim 🙏 Hayat bize pek çok bilmece getirse de, çözme gayretinin arasında evet, biraz gülümsemek...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SANDIK (podcast)

KIZILCAGÜN (podcast)

BİRLİK ve AYRIŞMAK