Suda İz Bırakmak

-

Buğulu cama yazmak... Gizemli mi, ilan etmek gibi mi? Eninde sonunda yok olur, buğunun doğasında var. Ya da cam bu, herkes görsün diye mi?

Bir romantik eylem. Ne olur yapmasak? Hiçbir şey. Yaparız ama, nedeni yok bazı şeylerin.

İsteriz, yaparız ...

E.E

  
Tüm yayınların hakları Evrim Eker'e ait olup, kullanılması, izinsiz paylaşımı ve hak sahibi ismi bulunmadan paylaşımı durumunda tek taraflı yasal haklar oluşmaktadır. Yolumuzun buluşmasından çok mutluyum, sevgilerle...

Yorumlar

  1. Mesut SEVİNÇ24 Mart 2022 08:12

    Çokça yapmışımdır anlam yüklemeden . Kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  2. Ferefes5 Aralık 2023 23:05

    Merhaba Evrim hn.Suda iz kalır mı yada kumsala yazılan çizilenler dalgalar siler denir.Romantizim nedir ki yürekte ve ruhta kalan izler silinirmi ? Yaparız bazen,yaparız HUZUR olur DOST olur.👍💙 tebrikler Saygılar 🙏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SANDIK (podcast)

-
Resim
  Bekledim… Hayatın bu defa da ben çabalamadan bir şey yapmasını bekledim. Çabasız bir mutluluk hayal ettim; çabasız ve kolaylıkla gelen. Hayat, bundan sonrası için yaşanılası tüm sevinçleri sersin önüme, beni bambaşka bir yaşama, hayallerime ulaştırsın istedim. Belli ki mevcut halimden mutsuzdum, hayatım değişsin, yaşamın en canlı renkleri gelsin; şimdi, şu anda, hemen olsun istedim.  Bu podcast ile ruhumuzun derinliklerine bir yolculuğumuz var. Kulaklıkla dinlemenizi önerir, keyifli dakikalar dilerim.  T eşekkürler, Yayının alt yapısında yer alan, birbirinden güzel eserlerin besteci ve yayıncılarına sonsuz teşekkürler.  Lemme See About It - Max McFerren;  Suzuki's Theme - Endless Love; There's Something More - The Soundlings; Hine Ma Tov - E's Jammy Jams; Basement Apartment - Everet Almond; Dial M - Twin Musicom; Only Farwell - Dan Lebowitz
Daha fazlası »

KIZILCAGÜN (podcast)

-
Resim
Bir asrı devirdiğimiz Cumhuriyetimizin, ikinci yüzyılına ilk adımı attığımız bu sene, 29 Ekim 2024 tarihini kutlamaktan büyük bir onur duyuyoruz.  Ne ironik... Uzunca bir aradan sonra Cumhuriyet bayramımız için bir yayın hazırlıyordum. "Ankara" odaklı bu yayın için oldukça büyük bir heyecan ve heves ile geçtim iş başına, fakat kalleş saldırıyı gerçekleştirdiler. Ben de kalleşliği yazıyordum, vefasızlığı yazıyordum ve korkaklığı da. Tarih, başkaca bir sahnede, fakat aynı yerde, Ankara'da yine büyük üzüntüleri yaşatıyordu.  1919 da, öncesinde ve sonrasında yaşanan büyük üzüntülerinden halk, mücadele ile çıkmıştı. Onlar, yani dedelerimiz, anneannelerimiz ve babaannelerimiz mücadele ve onurla üstesinden gelmişlerdi. Cenazelerini kaldırıp, kalplerini yüklendiler, fakat bu ağır yüke rağmen akıllarıyla dik duruşlarına devam ettiler; ayakta, dimdik, savaşarak ve inançla. Çünkü Türk ulusu onurlu bir yaşam için ayaktadır, aslı budur, asaleti de buradan gelir. Gayri bir yaşama da ...
Daha fazlası »

BİRLİK ve AYRIŞMAK

-
Resim
  Birlik, inançtan doğarken; düşünce, ayrışmak demektir. Düşündükçe yalnızlaşır insanlar. Bu yüzden tarihe bakın, düşünce temelli tüm sistemler dağılmıştır. Oysa inançla temellenmiş tüm yapılar daha uzun solukludur, çünkü inanç, her şekilde kolay yönetilebilendir. İnancın temelinde duygular vardır. Düşünce duygudan bağımsızdır. İnançlar yani duygular sıradan insanlarda bile daha kolay biçim kazanırken, düşüncelerin anlaşılması için entellektüel birikimin oluşması gerekir. Dolayısıyla düşünce, kişi veya kitlelerin kendi birikimleri temelinde oluşacağından, bir düşünce ancak başka bir düşünceyle reddedilebilir veya kabul görür. İnançta düşünmek yoktur; inanç ya vardır ya da yoktur. İnanç, sosyal olarak yaşanırken, düşünce bireyseldir. Dolayısıyla inanç, daha büyük kitleleri barındırır. Her türlü inanç buna örnek gösterilebilir; dini inanç, milli inanç, bir kitleye inanç, bir akıma inanç veya futbol kulüplerine inanç gibi. İnsanların bu tip bir birliktelikte düşünmesine gerek yoktur....
Daha fazlası »