Gemide ...


Düşünün ki bir gemidesiniz. Gemi rotasız bir yol alıyor.  Dolayısıyla pek çok irili ufaklı kazaya da maruz kalıyor.  Siz tüm aileniz ve sevdikleriniz ile o gemidesiniz.

Kaptan, geminin sağlam olduğunu sürekli olarak anons ediyor. Tam güvenmek istiyorsunuz, bir kaza daha. O yön olmadı,  şu yönden,  bu yön olmadı,  başka tarafa diyerek anlamsız zikzaklar yapıyor gemi. Dolayısıyla kazalar kaçınılmaz.

Gemide her kaza olduğunda, siz, önce çocuklarınıza sarılıyor ve her sarsıntı anında onları güvenli bir yerde tutmaya çalışıyorsunuz.  İçeride insanlar çığlık çıglığa. Kaptan en yukarıda, köşkünde, duymuyor, görmüyor.

Gemide sınırlı olan yiyecek başlıyor tükenmeye.  İlaçlar ise yetmez oluyor. İnsanlar,  her geçen gün çaresiz ...

Deniz bu, arada başka gemiler geçiyor yakından.  Büyük dalgaları oluyor o gemilerin. Bizim yaralı gemi ise sallanıyor doğal olarak, beşik misali. Kaptan hemen alıyor eline mikrofonu, başlıyor anonsa, "biraz önce yaptığımız kaza yanımızdan geçen gemi yüzünden oldu." diyor. Bu anonslar ilk kez olmuyor. Yolcular inanıyor kaptana.  Kaptan, biliyor bunu ve sürekli aynını yapıyor.

Bir gün hiç olmayacak bir şey oluyor. Gemiye denizde yüzen insanlar yanaşıyor. Kaptan onları gemiye alıyor.  Zaten sıkıntılı olan bu yolculukta, bu insanlar binbir kat daha sıkıntı yaratıyor. Yolcular üzülüyor önce insanlara, anlayış göstermeye  çalışıyor.  Fakat çok sürmüyor ki, o insanlar yolcuların  ekmeğine, suyuna saldırıyor. Çalıyor, isyan çıkarıyorlar.  Saldırganlar ve o gemiye ait olmayan bir kültürdenler.  Zarar üstüne zarar veriyorlar. "Niye geldiniz, geminizi neden terk ettiniz?" Sorusuna ise cevapları şöyle; "batıyordu gemimiz, kaçtık." "Neden mücadele etmediniz?" "Biz mücadele istemiyoruz, bu gemi iyi" ...
Kaptan onlara daha iyi davranıyor.  Diğer sıradan yolculara vermediği yiyecekleri, gemiye aldığı yeni insanlara veriyor.

İçeride yaşam tükenmeye başlıyor.  Birinci sınıfta seyahat eden bir kaç yolcu, bir gece ansızın filikalardan birini alıp terk ediyorlar gemiyi. Yanlarında, onlar için oluşturulmuş depodaki tüm yiyecek, giysi, ilaçları da alarak gidiyorlar. Arkalarında şöyle bir mektup bırakarak,  "bizden boşalan depo ile kaptan ilgilenecek."

Bu kaçış,  diğer birinci sınıf yolculara da örnek oluyor. Hatta kaptan onları çok sevdiğinden,  rahat gitsinler diye, gece olunca geminin güverte  ışıklarını kapattırıyor. Bu yolcular da birer filika alıp,  terk ediyorlar gemiyi, yine benzer bir stok ile.

Gemi oldukça yaralı, ağır darbeleri var. Yavaş yavaş su almaya başlıyor.  Kaptan anonsta,  "gemimiz sağlam,  hatta dünyanın en iyi gemisi, diğer gemiler yanımızdan geçerken,  bizim güzelliğimize hayranlar." Yolcular şaşırıyor,  "nasıl olur, yıllardır kaza yapan bir gemi, bu denli güzel olabilir" diye.

İçerideki yolcular farklı farklı. Bir bölümü, eğitime önem vermeyen, cahil, yobaz ve aynı zamanda yalancı.  Bu kitle zehirli bir sarmaşık gibi, insanları kandırıyor. İnsanları başka yöne doğru sığlaştırıyorlar. Yolcular bu yalancıların verdiği ekmek ve su ile onların yanında yer alıyor.  Bu yalancıların istedikleri ise kaptan ķöşkü. Kaptan da bunu biliyor ve şimdilik pasta ile onları susturuyor. Hatta elinde tutuyor.

Bir de sizin gibi, aileniz gibi temiz, minnet etmeyen bir yolcu grubu var bu gemide. Onlar, geçmişin izlerini iyi takip etmiş,  geleceği görmüş,  onurlu ve kültürlü yolcular. Kendi paylarına düşenden razı da değiller ama verdikleri adalet mücadelesi diğer yalancı yolcular ve kaptan ile baskılanıyor. Onlar dürüst ve sevgi dolu yolcular. Kendileri su bulamazken,  gemideki çiçeği de kendi bardağındaki bir parça su ile sulayabilecek kadar da güzel yürekliler.  Onlar sevgi dolu. İnsan olmanın ne olduğunu biliyorlar.

Bazıları; "birer filika da biz alsak, gitsek" diyor ama güçleri yok açlık ve susuzluktan. Filikalar da kilitli ayrıca, anahtarlar ya kaptan da, ya da yalancı yolcularda. Zaten çok az filika kaldı.

Iyi yürekli yolcular, diyorlar ki büyük bir hayranlık ile:
Bu gemiyi yapan mühendis,  dünyadaki ilk örneğini inşaa etmişti. Muhteşem bir mühendisti. Yokluk yıllarıydı ve büyük bir inanç ile başardılar.  Cok can yitirildi bu gemi inşa edilirken. Hatta öyle ki denizlerin rengi kızıla boyandı, akan kandan. Çok yiğitlere mezar oldu inşaat alanı. Mühendis yılmadı, karalıydı.  Yaptı gemiyi, suya indirdi. Rotası vardi geminin, yolcular mutluydu. Gemiyi bizlere emanet etti mühendis. Çocuklar dedi, toprak dedi, köylü dedi, medeniyet dedi. Bizler, bu yolculuğa çıkmıştık bu gemiyle. O gunlerde muhendis gemiye kaptanlık ediyordu. Öyle bir gemi yapmıştı ki, hem yol alıyor, hem de büyüyordu. Zaten gemimizi ve yolculuğumuzu eşsiz kılan da buydu.

Gemimiz şimdi başka bir kaptanın elinde. Rotasız kaldı gemi. Gemimiz çok yara aldı,  su da aldı.  Hatta bir kısmı koptu, denizde kaldı. Ama halen ayakta. İyi yolcu olmak yetmedi bu gemi için, yalan lazım geldi. Gemi rotasız kaldığından beridir, yiyeceği paylaşmak hiç olmadı bu gemide, ilk iki katta bitti yiyecekler. Diğer katlara ulaşmadı.  İlaçlar da öyle oldu.

Filikalar mi? Onların sayısı azdı,  bitti.

Diğer gemiler geçiyor yine yakınımızdan. Geçenlerde bir dürbün buldum güvertede. Gemiyi terk eden birinci sınıf yolculardan kalmış olmalı. Yanımızdan geçen gemiye bakarken, yolculara ilişti gözüm.  İnsan yoktu gemilerde, hepsi kurt idiler. Gözlerini gördüm kurtların,  hem heveslilerdi bizim için,  hem de gülüyorlardı, salyaları akıyordu ağızlarından. Bizler ise kendi gemimizde sıkışmış, kamaralarımızda yaşam savaşı veriyorduk.   

Çığlık çıglığa bağırmaya başladım.

Sesimi duyan var mi? Sesim geliyor mu? Yolcular arasında kaptan ehliyeti olan yok mu? Sesim geliyor mu, beni duyuyor musunuz?

E.E.

Yorumlar

  1. Kalemine kuvvet yavrum. Hem nalına, hem mıhına... işte bu... Bu gemi bayağı güzel gemi imiş... Seni kutluyorum... Öpüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açık denizlere ulaşmanın daha güzel yolları da var elbet...
      Katılımın için teşekkürler. Selam ve sevgilerle ...

      Sil
    2. Kalemine sağlık kuzum.

      Sil
    3. İsim olmadığı için, hitap edemiyorum. Ama anlıyorum ki beni seven birisi. Çok teşekkür ederim.

      Sil
  2. Çok manidar çok etkilendim geminin yapımında ne kanlar aktı deniz kızıla boyandı.Bu günlerde geçecek rotamız ilelebet payidar kalacaktır.Kaleminin daim olsun teşekkürler 🙏💙👍

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SANDIK (podcast)

KIZILCAGÜN (podcast)

BİRLİK ve AYRIŞMAK